Figen Yüksekdağ ve 6 vekilin duruşması ertelendi

  • 11:55 30 Eylül 2022
  • Hukuk
 
DİYARBAKIR - Sokağa çıkma yasağının uygulandığı Silvan’ı ziyaretleri engellenen ardından haklarında dava açılan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve 6 milletvekilinin yargılandığı duruşma ertelendi.
 
Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağı nedeniyle Silvan’a giden ve burada ilçeye girişleri engellenen Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve HDP milletvekilleri İdris Baluken ve Çağlar Demirel, Altan Tan, Ahmet Yıldırım, Ertuğrul Kürkçü, Mehmet Ali Aslan ve Saadet Becerikli hakkında açılan davanın duruşması görüldü. “Görevi yaptırmamak için direnmek”, “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret” ve “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamalarıyla Silvan Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Çağlar Demirel hazır bulunurken, İdris Baluken tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden duruşmaya bağlandı.
 
Öte yandan cezaevinden SEGBİS ile duruşmaya bağlanması beklenen Figen Yüksekdağ’ın aynı saatlerde başka bir duruşmaya katılması nedeniyle duruşmaya bağlanamadı.
 
‘Silvan halkının sesini duyurabilmek için gittik’
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Avukatı Muhammed Aydın ve milletvekillerinin avukatı Serdar Çelebi’nin hazır bulunduğu duruşmada savunma yapan İdris Baluken, “O dönem yapılan hukuksuz sokağa çıkma yasakları nedeniyle Silvan halkının yaşam ve barınma hakkı gibi birçok hayati öneme sahip hakları ellerinden alınmıştır. Ben ve diğer arkadaşlarımız Diyarbakır Milletvekili olarak Silvan halkının sesini duyurabilmek için, yanlarında olabilmek için olay günü Silvan’a gelmiştik. Heyet halindeydik. O gün itibariyle milletvekiliydim. Aynı zamanda grup başkan vekiliydim ve Barış Heyeti’nde bulunmaktaydım” dedi.
 
‘Güvenlik güçleri yargılanmalıdır’
 
Sokağa çıkma yasaklarının olduğu süreçte yasama dokunulmazlığının olduğunu belirten İdris, “Dolayısıyla bu olaylar nedeniyle yargılama yapılamaz. Bu, bir siyasi tartışma konusudur. Biz bunu TBMM’de sürekli olarak dile getirdik. Olay günü Silvan’da sokağa çıkma yasağı olan mahalleler için herhangi bir tabela veya işaret bulunmamaktaydı. Anayasada güvence altında olan haklarımız için sesimizi duyurmaya çalıştığımız sırada güvenlik güçleri tarafından orantısız güç ve şiddet kullanılmıştır. Hatta Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ da ölümden dönmüştür. O gün herhangi bir şekilde güvenlik güçlerine saldırı olmamıştır. Aksine bu yargılamalar yapılacak ise güvenlik güçleri yargılanmalıdır. Zira orantısız güç ve şiddet kullanılmıştır” diye konuştu.
 
‘Güvenceye alınan haklar askıya alınmıştı’
 
İlçedeki gerilimi azaltmak için mülki idare amirleriyle görüşmeler yaptıklarını ifade eden İdris, şunları söyledi: “O dönem Silvan’da halkın yaşam hakkı, sağlık hakkı, barınma hakkı, iletişim hakkı ve eğitim hakkı başta olmak üzere anayasal güvence altına alınan hakları neredeyse tamamen askıya alınmıştı. İnsanlar dışarıya çıkamıyordu. Çocuklar eğitime gidemiyordu. Bebeklere mama dahi alınamıyordu. İnsanlar neredeyse evlerine hapsolmuştu. O nedenle mağduriyeti yaratan bu uygulamaların kabul edilemez olduğunu tüm kamuoyuna göstermek istedik. Söz konusu sokağa çıkma yasağı sınırları belli olan bir yasak durumu değildir. Diyarbakır’ın bazı yerlerinde iki yılı aşkın bir süre sokağa çıkma yasağı oldu. Birkaç gün olsaydı biz demokrasi ve diplomasi yoluyla en azından mağduriyetleri giderirdik.”
 
Güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanırken kimsenin zarar görmemesi için aracılık yapmaya çalıştıklarını dile getiren İdris, iddianamede olayların çarpıtıldığını sözlerine ekledi.
 
‘O süreçte Silvan halkı çok eziyet çekti’
 
HDP eski Milletvekili Çağlar Demirel de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) HDP milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması ve yargılanmalarında verdiği ihlal kararına işaret ederek, bu sürecin Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından takip edildiğine işaret etti. Çağlar, AİHM’in kararıyla haklarındaki dosyaların yasama dokunulmazlığı nedeniyle düşmesi gerektiğini ifade ederek, “Ucu açık olan bu sokağa çıkma yasağı nedeniyle Silvan halkı çok fazla eziyet çekmiştir. Hastalar ilaç kullanamamıştır. İnsanlar dışarı çıkamamıştır. İnsanlar ailelerini görememiştir. Merak etmiştir. Yemek ihtiyaçlarını dahi karşılayamamıştır” diye konuştu.
 
‘Yaşam hakkımız elimizden alınmak istendi’
 
Çağlar, bölge vekilleri olarak mağduriyetleri gidermek için Silvan’a gittiklerini kaydederek, “Amacımız Silvan halkının mağduriyetlerini kamuoyuna yansıtmak, mağduriyetleri yerinde görmek ve de sorunlara çözüm bulmaktı. Bu hususta biz Meclis’te de birçok kez mağduriyetleri dile getirdik. İktidarla tartıştık. Ancak bir çözüm üretilmedi. 12 Kasım’daki olaylarda Eş Başkanımız Figen Yüksekdağ’ın kafasına gaz mermisi isabet etmiştir. Bunu atan kolluk güçlerinin kim olduğunu bilmiyoruz. Tespit edilip edilmediğini bilmiyoruz. Ancak onlar yargılanmıyor. Biz yargılanıyoruz. O gün bizim yaşam hakkımız elimizden alınmak istendi” ifadelerini kullandı.
 
‘İsmet Gezici keskin nişancılar tarafından vuruldu’
 
Ailelerle iletişim kurmaya çalıştıkları sırada kendilerine ateş açıldığını ekleyen Çağlar, son olarak şunları söyledi: “Biz oraya heyet halinde ve orada yakını olan insanlarla birlikte gittik. O ara kurşunlar kafamızın üzerinde uçuşmaya başladı. Kim attı o anda göremedik. Biz milletvekiliyiz diye bağırmamıza rağmen kurşun atılmaya devam edildi. Buna ilişkin görüntüler mevcuttur. Şu an mahkemeye göstermek istiyoruz. Daha sonra Silvan Kaymakamı tekrar bizim yanımıza telaşlı bir şekilde geldi. Herhangi bir şey oldu mu diye sordu. ‘Beni de yanlış yönlendirdiler arkadaşlar’ dedi. Ancak bu ‘arkadaşlar’ kimdi neydi hala açığa çıkmadı. Sokağa çıkma yasaklarının olduğu yerlerde yaşamını yitirenler oldu. Bunlardan biri de İsmet Gezici isimli kadındır. Sokağa çocuğu çıktığında onu geri almak için dışarı çıktığında keskin nişancılar tarafından vurulmuştur. Kendisi bir annedir, bir kadındır. Aynı zamanda sokağa çıkma yasağının olmadığı bir kahvede zırhlı bir araç tarafından kahvede bulunan Mehmet Gündüz isimli şahısta vurulmuş ve yaşamını yitirmiştir. Zırhlı aracın plakasını verdiğimiz halde bugün onların yargılanması söz konusu değildir. O günkü Silvan Kaymakamı da bu süreci yakından takip etmiştir. Görüşmelerimize şahit olmuştur. Bu nedenle dönemin kaymakamının da tanık olarak dinlenmesini talep ediyoruz.”
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Muhammed Aydın, şikayetlerinin devam ettiğini belirtti.
 
Savunmaların ardından söz alan iddia makamı ise eksik hususların giderilmesini talep etti.
 
Mahkeme, Figen Yüksekdağ’ın bir sonraki celsede SEGBİS üzerinden hazır edilmesi için talimat yazılmasına, İdris Baluken’in talebi doğrultusunda duruşmalardan vareste tutulmasına, diğer milletvekillerinin beyanlarının alınabilmesi için yazılan talimatların dönüşünün beklenmesine ve Çağlar Demirel’in dönemin kaymakamının dinlenmesi talebinin beyanlar alındıktan sonra değerlendirilmesine karar vererek, davayı 26 Ocak’a erteledi.