Kavga ve isyanın adı: Üveyş Öcalan 2022-04-11 09:01:22   DİYARBAKIR - İsyanı, bir kadını kaçırmaya çalışırken katleden ilk eşinin aklanmasına göz yummayarak feodal toplumu karşısına almasıyla başlayan Üveyş Öcalan, mücadeleci ve isyankar ruhu ile  PKK Lideri Abdullah Öcalan’a ilham olur.   PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın annesi Üveyş Öcalan, 11 Nisan 1993’te yaşamını yitirdi. Urfa’nın Halfeti ilçesine bağlı Amara (Ömerli) köyünde Kürt bir baba ve Türkmen bir annenin çocuğu olarak 26 Kasım 1918 tarihinde dünyaya gelen Üveyş, 75 yaşında yaşamını yitirdi. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “Yaşam ana gerçekliğiyle oldukça bağlantılı. Her şeyden önce fiziksel anlamda yaşama geliş, ana gerçeği demektir” diyerek annesinin üzerinde bıraktığı etkiyi ve kadın mücadelesine nasıl ilham olduğunu birçok belirlemesinde değinir.    Üveyş Öcalan kimdir?   Urfa’nın Halfeti ilçesine bağlı Amara köyünde dünyaya gelen Üveyş, erken yaşta komşu Türkmen köyünden olan biri ile evlendirilir. Üveyş daha evliliğinin birinci yılında iken, evli olduğu erkek bir kadını kaçırmaya çalışır, kaçmayı kabul etmeyen kadın orada katledilir. Tüm bunlara tanıklık eden Üveyş, evli olduğu erkek üzerine mahkemede ifade verir ve feodal erkek egemen zihniyetine karşı bilinen ilk başkaldırısını gerçekleştirir. Üveyş evli olduğu erkeğin aleyhine ifade verince doğduğu Amara’ya geri gönderilir.   Amara'da yaşamaya başlayan Üveyş daha sonra Ömer Öcalan ile evlendirilir. Ömer’in ilk evliliğinden olan Gülsüme’ye annelik eder. Daha sonra Üveyş’in 3 kız 4 erkek çocuğu olur. Ancak Üveyş’in son çocuğu Ali, beyninde oluşan tümör nedeniyle henüz 12 yaşındayken yaşamını yitirir. Üveyş, feodal toplumun kadına biçtiği roller karşısında direnişini sürdürerek, direnen Kürt kadınınlar arasında yerini alır.   Tarih 4 Nisan 1949'u gösterdiğinde Üveyş sancılı bir dönemden geçmektedir. Yaşadığı sancılı süreçten sonra dünyaya egemen olan sistemlerin tarihini değiştirecek olan Abdullah Öcalan doğar. Üveyş’in ileriki yıllarda “Bana bir elbiselik kumaş al” diye söylemleri üzerine Abdullah Öcalan, şu çözümlemede bulunur: “Ona layık bir evlat olma bana göre Kürdistan için savaşma, düşünme ve değer yaratmaydı. Bütün çelişki ve çatışmalarına rağmen yine de iyi bir ana evladı olmak böyle mümkündür.”   ‘Köyde isyancı namıyla bilinirdi’   Üveyş’i tanımlarken, mücadeleci ve asi ruhundan sıklıkla bahseden Abdullah Öcalan, şu değerlendirmeyi yapar: “Kavga etmeyi bana erken yaşta öğretti. Hâlâ etkilerini taşıyorum. Anam bana şöyle bir duygu kazandırdı; bana sığınarak, hep benden destek alarak, yardım görerek, öyle ağlayıp sızlayarak, özellikle böyle davranarak yaşayamazsın, mutlaka bir cevabın olacak. Çok ilkel de olsa, bu bir öç alma veya bir yetişme duygusu gibi oluyor. Annem tam bir isyan tufanıydı. Köyde isyancı namıyla bilinirdi. Kimseye boyun eğmezdi. Kadın-erkek fark etmezdi, üstüne yürür, hesabını sorardı." Abdullah Öcalan’ın tanımladığı gibi Üveyş, asi kişiliği ile dillere destan bir mücadele geleneği bırakır.   PKK Lideri, kendi mücadeleci kişiliğinde annesi Üveyş’in payının büyük olduğunu ise “Anamın etkisi olmasaydı, ben kadınlara böyle yaklaşır mıydım? Bu ilişkilerin benim üzerimdeki dolaylı etkileri, kadınlara dikkat etmeme yol açmıştır” sözleri ortaya koyar.    ‘Hayatımın en renkli sahifelerinden oldu’   Üveyş, Abdullah Öcalan’a olan hasretini yine onun verdiği mücadelenin içerisinde kendisini katma ve ona değer verme ile gidermeye çalışır. Kürt Yazar ve Gazeteci Musa Anter “Hatıralarım” isimli kitabında 1991 yılında Halkın Emek Partisi’nin (HEP) Ankara’da gerçekleşen kongresinde Üveyş Öcalan’ında katıldığını şu sözler ile anlatır: “Anons şeref misafirleri ile yapıldı. Benim için şu, şu, şu dedemiz Musa Anter ve hepimizin annesi Üveyş Öcalan da aramızda dendi. Kıyametler koptu. Binlerce insan elimizi öpmek için sıraya girdiler. Bu ara güzel nükteler de oldu… Cidden bu kongre hayatımın en renkli sahifelerinden biri oldu.”   ‘Hiçbir zaman neden gitti diye sormadı’   Daha önceki röportajlarda annesi ve abisi Abdullah Öcalan’ın ilişkisini anlatan Fatma Öcalan, Abdullah Öcalan’ın üniversiteyi kazanınca annesinin onun vali ya da kaymakam olarak köye dönmesini beklediğini dile getirerek şöyle diyordu : “Okulu bırakıp mücadele edince hiçbir şey söylemedi. Hiçbir zaman ‘Neden gitti? diye sormadı. Zaten hiç haber alamıyordu. Haber alamadığı için çok özlüyordu ama Abdullah’ın boş bir amacın peşine düşmeyeceğinden de adı kadar emindi.”    Amara’da toprağa verilir   Üveyş, oğlu Abdullah Öcalan’ın tüm halklarda yarattığı özgürlük ve direniş tutkusunu yaşamın her alanında nakşetmeye çalışırken,  şeker hastalığına yakalanır ve bir bacağı kesilir. Kısa bir zaman sonra Adana’da kaldırıldığı hastanede tedavi görmeye başlar. Ancak Üveyş, tedavi gördüğü hastanede 11 Nisan 1993 tarihinde hayata gözlerini yumar. Üveyş’in cenazesi daha sonra doğup büyüdüğü ve güneşin yükseldiği Amara’da toprağa verilir.