Medyanın gücü ile ırkçılık büyüdü

  • 09:05 16 Ocak 2022
  • Medya Kritik
Semra Turan 
 
HABER MERKEZİ - Son zamanlarda mültecilere yönelik saldırılarda medyanın rolü dikkat çekerken, aynı zamanda yükselen ırkçılığın ana sebeplerinden biri olarak karşımızda duruyor. 
 
Medya 4’üncü güç olarak ülkelerde yaşanan olaylar üzerinde büyük etkilere sebep olurken, bu gücü büyük oranda elinde tutan egemenler topluma yön verme noktasında bu güçten yararlanıyor. Hedef gösterilmek istenen ya da yüceltilmek istenenler de medyanın gücüyle kullanılarak, el üstünde tutar ya da hedef haline gelir. 
 
Türkiye’de ise cumhuriyet tarihiyle birlikte özellikle ana akım medya nefret dilini yaymak için önemli bir araç olarak kullanılıyor. 
 
Dersim, Maraş ve Sivas
 
Dersim, Maraş, Sivas katliamlarının öncesi ve sonrasında katledilenleri hedef haline getiren medya bu katliamlarda büyük rol oynadı. Madımak katliamı öncesinde Aziz Nesin’in konuşmalarını manşetlerine taşıyan yerel basın katliamın kıvılcımını yakarken, sonrasında ise ana akım medya katledilenleri suçlu ilan etti. O dönem Hürriyet “Sivas'ta 'Aziz Nesin' isyanı” başlığıyla çıkarken Milliyet, katliamdan Aziz Nesin’i sorumlu tutuyor, katledilen insanları görmüyordu. Türkiye gazetesi Aziz Nesin'in “1400 yıl önce yazılan Kuran geçersizdir sözleri halkı galeyana getirdi... Sivas'ta fitne: 35 ölü” başlığını çıkarmıştı.
 
Olaylar hep benzer 
 
Varlık Vergisi ve 6-7 Eylül dönemlerinde Hristiyan azınlığı hedef haline getirmekte kullanılan medya, daha sonra hedefini Alevi ve Kürtlere yöneltmişti. Medyanın nefret dilinde son olarak yer alanlar ise mülteciler oldu. Gazetelerin kapaklarında deniz içinde nargile içen ‘görgüsüzler’ olarak yer alan mülteciler her gün hedef gösterildi. Bunun üzerine iktidar yöneticileri ve bazı muhalefet partilerinin açıklamaları başta olmak üzere, kimi belediye başkanları mültecilerin denize girmesini yasaklarken, kimileri bu popülizmi kullanarak onları kentlerden kovmaya çalıştı. 
 
Medyanın dili katlediliyor
 
Son aylarda mültecilere sürekli olarak saldırılar yaşanırken tek bir haber geçmeyen medya, aynı mültecilerin kendi aralarındaki kavgalarında kullandıkları sopa ve bıçakları boy boy yayınladı. Son olarak İzmir, Ankara ve İstanbul’da mültecilere yönelik saldırılar ve katliamlar yaşandı. Bunlar ne ana akım medya ne de kendini muhalif sayan kimi medya tarafından görülmedi. Fakat Adana ve Nevşehir’de mültecilerin sokaklara sopalarla çıkması medya tarafından hedef gösterildi. Mülteciler istenmeyen insanlar ilan edildi. 
 
Hep hedeftiler 
 
Mülteciler medyada ya siyasilerin konuşmasında ya da bedavaya yaşadıkları haberlerle yer aldı. Medya da yakın durduğu siyasi anlayış gereği konumlandı. Bir kısmı Cumhur İttifakı gibi ‘onları besliyoruz’ manşetiyle bir kısmı ise Millet İttifakı gibi ‘misafirlik uzadı. Evinize gidin’ manşetiyle yer aldı. Burada yine medyada da 3’üncü yol ön plana çıktı. Sadece özgür basın mültecilerin ne istediğini soran bir anlayış takındı. 
 

Etiketler:

Okumadan geçme!